Ruhum
Ve susyor gece;Oltaya gelen pişmanlıklarım,yorgun düşüncelerim ve örümcek ağı tutmuş yıldızımın üçgeninde...
Adını şükranla andığım zaman,korsan kimliğine karşın giymiş zırhını,saniyelerin nefesini tutmuş,
kendi var oluşunu tatmin etme eylemindeki labirentin ve bencil ruhumun esirinde.Ruhum mu?Kayıp...
Çok koşup çok yorulmuş;ya tozu dumana katmış ya da tozu dumanı yutmuştur,kim bilir?
Duyumsa bu gece beni diyor iyimser yanım.
Kimyasal formülüm yok,hücrelerim aksak,soru işaretiyim ben.
Acı çekerken gülen,gülerken acı çekenim;olgun bir çocuk,çocukça bir olgun,var ve yokum ben,iyi değilim,zorum...Saçmayım...
İşte ben bu'yum.
Peki soruyorum gece;Samimiyetsizliğe bürünmüş şeytanın içindeki bu pisliği sıksam,ayağını,saplantılarından azad etsem,
kemirsem arzularını;bana,özbenliğimin gücünü vaat edebilir misin?
Yoksa tutkularımı esir alan umutlarıma sarılıp giyotinleyecek misin?
Şiirdeki gibi hayat beni deniyorsa başka bir iklimde;benim duru,vakur ve ürkek kalbimi bağışlar mısın?
Geceye tutsak zaman;yoksa mutlak zaferlerimin kekremsi tadını alıp,batık çağdaki mitolojiye yenik mi düşürürsün?
Satırlarda kendimi sorguluyor,müziği ciğerlerime işletip kendimi arıyorken,teslim mi edeceksin karanlığa;yoksa kırgın harflerden oluşan
sözcüklerimin,titreşimsiz gitar tellerinin nefesini tıkayarak hayat mı vereceksin?
Beynimdeki tüm ihtişamlı katedrallerini yıkmış,içimdeki tüm tapınakları yağmalamışken
hangi saydam düşünceyi savunacaksın;yoksa ucuz şaraplarda,sonsuzluğun özgürlüğünü kısıtlayıp,özgürlüğün sonsuzluğunu mu aratacaksın?
Mutlu insan koleksiyonu yapmamış tek bir coğrafya kalmamışken yeryüzünde;susarak hangi düşünceyi söyleyeceksin...
Susma gece,bakma yüzüme,konuş,ışık nerede?
Cennette köleliği sunan tanrı mı dedin?
Hissediyorum,tutunuyorum,korkuyorum,kaçıyorum ve inan bilmiyorum!
Anla beni gece;Düşlediğim derin mavi okyanusların azgın sularında yüzmek,bulutsuz ve güneşli bir gündeki gökyüzünde uçmak değil artık;
sular lanetli,maviler kirli,gökkuşağı bile lekeli...Yo yo,papatyalardan bir taç da istemiyorum.
Ruhu programlanmamış,prangalanmamış ve beni güneşli sabahlar silsilesine uyandıracak meleğimi istiyorum sadece.
Beyazı giydim bu gece ve beklediğim;benim masum meleğim..
Adını şükranla andığım zaman,korsan kimliğine karşın giymiş zırhını,saniyelerin nefesini tutmuş,
kendi var oluşunu tatmin etme eylemindeki labirentin ve bencil ruhumun esirinde.Ruhum mu?Kayıp...
Çok koşup çok yorulmuş;ya tozu dumana katmış ya da tozu dumanı yutmuştur,kim bilir?
Duyumsa bu gece beni diyor iyimser yanım.
Kimyasal formülüm yok,hücrelerim aksak,soru işaretiyim ben.
Acı çekerken gülen,gülerken acı çekenim;olgun bir çocuk,çocukça bir olgun,var ve yokum ben,iyi değilim,zorum...Saçmayım...
İşte ben bu'yum.
Peki soruyorum gece;Samimiyetsizliğe bürünmüş şeytanın içindeki bu pisliği sıksam,ayağını,saplantılarından azad etsem,
kemirsem arzularını;bana,özbenliğimin gücünü vaat edebilir misin?
Yoksa tutkularımı esir alan umutlarıma sarılıp giyotinleyecek misin?
Şiirdeki gibi hayat beni deniyorsa başka bir iklimde;benim duru,vakur ve ürkek kalbimi bağışlar mısın?
Geceye tutsak zaman;yoksa mutlak zaferlerimin kekremsi tadını alıp,batık çağdaki mitolojiye yenik mi düşürürsün?
Satırlarda kendimi sorguluyor,müziği ciğerlerime işletip kendimi arıyorken,teslim mi edeceksin karanlığa;yoksa kırgın harflerden oluşan
sözcüklerimin,titreşimsiz gitar tellerinin nefesini tıkayarak hayat mı vereceksin?
Beynimdeki tüm ihtişamlı katedrallerini yıkmış,içimdeki tüm tapınakları yağmalamışken
hangi saydam düşünceyi savunacaksın;yoksa ucuz şaraplarda,sonsuzluğun özgürlüğünü kısıtlayıp,özgürlüğün sonsuzluğunu mu aratacaksın?
Mutlu insan koleksiyonu yapmamış tek bir coğrafya kalmamışken yeryüzünde;susarak hangi düşünceyi söyleyeceksin...
Susma gece,bakma yüzüme,konuş,ışık nerede?
Cennette köleliği sunan tanrı mı dedin?
Hissediyorum,tutunuyorum,korkuyorum,kaçıyorum ve inan bilmiyorum!
Anla beni gece;Düşlediğim derin mavi okyanusların azgın sularında yüzmek,bulutsuz ve güneşli bir gündeki gökyüzünde uçmak değil artık;
sular lanetli,maviler kirli,gökkuşağı bile lekeli...Yo yo,papatyalardan bir taç da istemiyorum.
Ruhu programlanmamış,prangalanmamış ve beni güneşli sabahlar silsilesine uyandıracak meleğimi istiyorum sadece.
Beyazı giydim bu gece ve beklediğim;benim masum meleğim..
Yorumlar
Yorum Gönder